Akademik Veri Yönetim Sistemi
Toktaş Ş., İçduygu A.(Yürütücü)
TÜBA Projesi, 2002 - 2003
Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren bu ülkeye yönelen uluslararası göç hareketleri, Türkiye’deki ulus-devletin kurucu ve asli öğelerinden biri olmuştur. Cumhuriyet'in kuruluş yıllarından başlayarak ilk 40 yıl içinde Türkiye’ye yönelen bu göç dalgalarını genelde çevre ülkelerden gelen etnik Türkler oluşturmuştur. Bu sebeple yakın zamana kadar Türkiye’de uluslararası göç sonucu oluşan yabancı bir nüfustan bahsetmek mümkün olmamıştır. Öte yandan, 1960’lı yıllardan bu yana yurtdışına yönelen işçi göçüyle birlikte Türkiye daha çok göç veren bir ülke olarak bilinmektedir. Bugün ise Türkiye’nin uluslararası göç pazarı içindeki rolü değişmiştir. Türkiye artık yoğun şekilde göç alan bir ülke olmuştur. 1970’li yılların sonundan itibaren Türkiye üzerinde yoğunlaşan göç yıllar itibariyle gittikçe artan ve oldukça büyük rakamlarla ifade edilen sığınmacı, mülteci, transit göçmen ve kaçak işçileri taşıyan insan hareketlerini içerir hale gelmiştir (İçduygu, 2000; Kirişçi, 2002). Yabancıların Türkiye’ye yönelen göçleri genel olarak Türkiye’nin sınır komşusu olan ülkelerden veya diğer yakın ülkelerden gerçekleşmektedir. Türkiye’ye yönelen bu göçün büyüklüğü konusunda güvenilir rakamlar olmasa da son yıllarda yıllık 250 bin ile 500 bin arasında farklı göç kategorilerini içeren bir göçmen kitlesinin ülkeye yöneldiği söylenebilir (İçduygu, 2001). Avusturalya ve Kanada gibi geleneksel göç alan ülkelerde yıllık göçmen sayısının 75 bin ile 125 bin arasında değiştiği göz önünde bulundurulursa Türkiye’nin uluslararası göç hareketleri içinde göç alan bir ülke olarak önemli bir yer edinmeye başladığı söylenebilir.