INTPOLSEC ULUSLARARASI GÜVENLİK KONGRESİ 2025, Çanakkale, Türkiye, 15 - 16 Mayıs 2025, ss.82-83, (Özet Bildiri)
Günümüzde silahlı insansız hava araçları (SİHA) modern savaş doktrinlerinde devrim yaratmış, hedefli saldırılar ve otonom operasyonlar ile devletlerin askeri kapasitelerini köklü şekilde değiştirmiştir. Drone teknolojisinin giderek yaygınlaşması, yalnızca büyük güçler tarafından değil, devlet dışı aktörler tarafından da kullanılabilir hale gelmesiyle, savaşların doğasını ve güvenlik algısını dönüştürmektedir. Özellikle yapay zeka destekli otonom sistemlerin askeri operasyonlarda kullanımı, savaş hukukuna dair önemli etik ve hukuki sorunları gündeme getirmektedir. Bu çalışma, silahlı drone savaşlarının askeri stratejilere, devletlerin güvenlik politikalarına ve uluslararası hukuka etkilerini ele almayı amaçlamaktadır.
İlk olarak, silahlı drone teknolojisinin tarihsel gelişimi incelenecek, özellikle ABD, Çin, Rusya ve Türkiye gibi ülkelerin bu alandaki yatırımları ve stratejik kullanımları üzerinde durulacaktır. Bunun yanı sıra, devlet dışı aktörlerin ve terör örgütlerinin drone kullanımının güvenlik dinamiklerini nasıl değiştirdiği analiz edilecektir. İkinci olarak, yapay zeka destekli drone sistemlerinin savaş alanındaki rolü ele alınacaktır. Hedef belirleme, otonom saldırılar ve insan müdahalesinin giderek azalması, bu sistemlerin etik boyutunu tartışmalı hale getirmektedir. İnsan faktörünün azalması, yanlış hedefleme riskini artırmakta ve savaşın geleneksel kurallarına meydan okumaktadır. Özellikle “karar alma döngüsünde insan faktörünün rolü” konusu, uluslararası hukuk perspektifinden büyük önem taşımaktadır. Üçüncü olarak, uluslararası hukuk bağlamında silahlı drone kullanımı incelenecektir. Mevcut savaş hukuku ve Cenevre Sözleşmeleri, hedefli saldırılar ve uzaktan yönetilen savaşlarla ilgili ne tür düzenlemeler sunmaktadır? Otonom silah sistemlerinin gelişimiyle birlikte yeni hukuki çerçevelere ihtiyaç duyulmakta mıdır? Devletlerin ve uluslararası kuruluşların bu alandaki mevcut ve potansiyel düzenlemeleri değerlendirilecektir. Özellikle Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi kurumların bu konudaki tutumu analiz edilecektir. Son olarak, çalışmada geleceğe yönelik öngörüler sunulacak ve silahlı drone teknolojisinin gelişiminin nasıl bir güvenlik ortamı yaratabileceği tartışılacaktır. Savaşların giderek insan unsurundan bağımsızlaşması, yapay zeka ve robotik sistemlerin artan rolü, hukuki ve etik sınırların nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
Sonuç olarak, silahlı drone savaşlarının yaygınlaşması, uluslararası güvenlik dengelerini ve savaş hukukunu yeniden şekillendiren bir gelişmedir. Teknolojik ilerlemenin hızına yetişebilecek hukuki ve etik çerçevelerin oluşturulması, gelecekteki askeri çatışmaların doğasını belirleyecek en önemli faktörlerden biri olacaktır. Bu bağlamda, uluslararası iş birliği ve hukuki düzenlemelerin önemi giderek artmaktadır.