Stratejik İstihbarat Kapsamında Suudi Arabistan’ın ve İran’ın Batı Balkanlar’daki Faaliyetleri


DİNÇEL Y.

Marmara Üniversitesi siyasal bilimler dergisi (online), cilt.11, sa.2, ss.412-429, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 11 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2023
  • Doi Numarası: 10.14782/marmarasbd.1244537
  • Dergi Adı: Marmara Üniversitesi siyasal bilimler dergisi (online)
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.412-429
  • Polis Akademisi Adresli: Hayır

Özet

Devletler, istihbarî bir faaliyete girişmeden önce, kendilerine yol göstermesi açısından stratejik istihbarat kavramının ortaya koymuş olduğu enstrümanlardan faydalanırlar. Stratejik istihbarat, istihbarat kavramını dar bir perspektiften ele almaktan ziyade, geniş bir çerçevede değerlendirmeye çalışır. Stratejik istihbarat, planlı bir faaliyetin sonucu olup, derinlemesine analiz yapıldıktan sonra ortaya konur. Uzun dönemleri kapsayan planlamalar, stratejik istihbaratın başat özelliklerinden biridir. Bu çalışmada, Suudi Arabistan’ın ve İran’ın Batı Balkanlar’daki faaliyetleri, stratejik istihbaratın uzun vadeli yaklaşımı çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bu iki ülke, Batı Balkanlar’a nüfuz edebilmenin öncelikli koşulunu din faktörü olarak belirlemiştir. Hem Suudi Arabistan hem de İran, bölge ülkelerinde politik faaliyetlerini yürütebilmek için ideolojik motif unsurunu ağırlıklı olarak kullanmaktadır. Suudi Arabistan, Selefiliği benimseyerek İran ise Şiilik üzerinden bölgede faal olmaya çalışmaktadır. Bölgede kurdukları vakıflar ve dernekler aracılığıyla Batı Balkanlar’daki Müslüman topluluk üzerinde ağırlıklarını artırmak istemektedirler. Suudi Arabistan ve İran, yumuşak güç unsurlarından istifade ederek, halk nezdinde dikkat çekmeyi, istihbarî bir yöntem olarak benimsemektedirler. İran, bölgeye gönderdiği din adamları sayesinde Şii ideolojiyi yaymak istemektedir. Bu çalışmada, özellikle İran’ın yumuşak güç ve sert güç unsurlarını (istihbarat faaliyetleri kapsamında) kullanmasıyla, bölgede politik bir ağırlık tesis etmeyi amaç edindiği ortaya konmuştur. Suudi Arabistan’ın ve İran’ın bölge üzerindeki güç mücadelesi, farklı yönleriyle ele alınmıştır.
States, before embarking on an intelligence activity, benefit from the instruments introduced by the concept of strategic intelligence in order to guide them. Strategic intelligence tries to evaluate the concept of intelligence in a broad framework rather than from a narrow perspective. Strategic intelligence is the result of a planned activity and is produced after in-depth analysis. Long-term planning is one of the dominant features of strategic intelligence. In this study, the activities of Saudi Arabia and Iran in the Western Balkans are evaluated within the framework of the long-term approach of strategic intelligence. These two countries have determined the religious factor as the primary condition for penetrating the Western Balkans. Both Saudi Arabia and Iran mainly use the ideological motive element in order to carry out their political activities in the countries of the region. Saudi Arabia adopts Salafism and Iran tries to be active in the region through Shiism. Through the foundations and associations they have established in the region, they want to increase their influence on the Muslim community in the Western Balkans. Saudi Arabia and Iran, by making use of their soft power elements, adopt to draw attention to the public as an intelligence method. Iran wants to spread the Shiite ideology thanks to the clergy it sent to the region. In this study, it has been revealed that Iran aims to establish a political weight in the region, especially by using soft power and hard power elements (within the scope of intelligence activities). The power struggle between Saudi Arabia and Iran over the region is discussed from different aspects.