II. Politik Psikoloji Sempozyumu, İstanbul, Türkiye, 24 Ekim 2024, cilt.1, sa.2, ss.18-19, (Özet Bildiri)
Suç ve suçun işlenmesi, hukuki, adli, bireysel ve sosyolojik olmanın yanı sıra psikolojiktir. Dolayısıyla suç ve suçun psikolojisi birden fazla disiplinin ilgi alanına giren ve disiplinlerarası çalışılması gereken sosyal psikolojik bir olgudur. Suçun bireyle ve toplumla olan ilişkisi, onun ontolojisinden (varoluşundan) kaynaklanmaktadır. Çünkü suç olarak tanımlanan adli ve sosyal olgu, doğrudan bireyle ve bireyin içinde yaşamış olduğu yapıyla yani toplumla ilişkilidir. Sosyolojik ve sosyal bir varlık olan bireyin suça olan teşebbüsünde bazı sosyal psikolojik etmenlerin ve suça meyilleşmesinde sebep olan psikolojik faktörlerin neler olduğu ve nasıl işlediği üstüne düşülmesi gereken bir gerçekliktir. Suçun işlenmesinde ya da teşebbüsünde bireysel faktörlerin yanı sıra toplumsal, yapısal ve sosyolojik psikolojiye ilişkin etmenlerden de bahsetmek mümkündür. Suç psikolojisinde sosyal olarak ötekileştirme, ayrımcılık, aşağılanma, istismar ve ırkçılık gibi sosyal psikoloji açısından travmatik olarak tanımlanabilecek olayların suç ile doğrudan bağlantılı olabileceğine dair literatürde çeşitli çalışmalar mevcuttur. Dolayısıyla suç meselesinin bireysel, hukuki ve adli olması kadar sosyolojik ve sosyal psikolojik yönü vardır. İlgili sosyo-psikolojik yön, suçun oluşum nedenini açıklar ve arka planını ortaya koyar. Kısacası psikolojik ve sosyo-psikolojik kavramlar olarak ifade edilen korku, kaygı, güvenlik kaygısı, onur ve gurur başta olmak üzere doğuştan ya da sonradan kazanılan bireysel psikolojinin ya da sosyal psikolojinin ilgi alanına giren duyguların travmatize olması halinde suça yatkınlığın ve suça eğilimin artabileceği söylenebilir.