Yaşamakta olduğumuz bilgi ve iletişim çağında trafik kazaları, ülkemizde yıllardır güncelliğini koruyan bir olgu olmaya devam etmektedir. Teknolojinin her alanda hızla yenilikler yaratması, özellikle büyük kentlerde yaşayan her yaş ve seviyedeki insanın, zamanı etkin ve verimli kullanma isteği, ulaşım kavramını ön plana çıkarmaktadır. Zamanı etkin ve verimli kullanabilme sürecinde insanlar, "hızlı" araçları tercih etmektedirler. Çoğu kez bir iş görüşmesi, toplantı v.b yerlerine zamanında ulaşabilmek açısından raylı sistem ve toplu taşıma araçları yerine hususi otomobil veya taksi kullanımı, yani karayolu kullanımı tercih edilmektedir. Hayatın her alanında olduğu gibi, trafik kazalarının önlenmesi çalışmaları ve insanlarda “trafik kültürü” nün oluşması için de eğitimin önemi büyüktür. Öğrenme olmadan bilmek, bilmeden uygulamak, uygulamadan olumlu sonuca varmak imkansızdır. Ülkemizde trafik kazalarının önlenebilmesi için, çağdaş ülkelerde uygulanan trafik eğitim modellerini ülkemize adapte edebilmemiz gerekir.
In the informatics and connetion era we live, traffic accidents are concepts which keep its currency. Making changes in every area of technology, willingness of using time effectively by the people in every age and level especially in big cities, gives priority to the concept of transportation. In the process of using time effectively, people prefer fast cars. In many times, to go to a meeting, business meeting etc. on time, using of private cars or taxı, inspite of railway system and public transportation is prefered.Like in every area in life, education has a big role in the studies of protection of the traffic accidents and providing "traffic culture" to the people. It is impossible that to know without learning, practise without information , reach and affirmative result without practise. To protect traffic accidents in our country, we have to adapt education models in contemporary countries to our country.
