Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, cilt.9, sa.36, ss.143-169, 2018 (Hakemli Dergi)
Markalar bakımından tecavüzün önlenmesi
önem arz etmektedir. Marka hakkına yönelik
tecavüzün önlenmesi hakkındaki esaslar,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda (SMK)
düzenlenmiştir. Marka hakkına tecavüz
denildiğinde akla, tescilli bir markanın
yetkili olmayan kişilerce hukuka aykırı olarak
kullanılması gelmelidir. İltibas nedeniyle markaya
tecavüz suçunda korunan amaç, tescilli marka ile
aynı veya benzer olan mal ve/veya hizmetlerdeki
kullanılan işaretlerin, tüketici üzerinde yanılgı
oluşturması ihtimali karşısında, bir zarar
doğmasının engellenmesidir. Çalışmamızda,
marka hakkına tecavüz konusu 6769 sayılı Sınai
Mülkiyet Kanunu kapsamında incelenecektir.
Ekonomik gelişmeler bakımından marka
bilinci oluşturmanın önemi her geçen gün daha
da artmaktadır. Güçlü ekonomilerde markanın
değeri arttıkça benzer ticari markalar ticari
arenaya girmekte bu da işletme sahiplerine ve
tüketicilere aynı şekilde zarar veren karışıklıkların
artmasına sebep olmaktadır. Türkiye’de marka
hakkına tecavüz olarak değerlendirilebilecek
haller SMK’da düzenlenmiştir.
Tecavüz kavramı, yetkili olmayan bir
kimsenin başkasının hakkına el uzatması
anlamına gelmektedir. Marka hakkına yönelik
tecavüz olarak adlandırılabilecek eylemler,
SMK’nın Marka Hakkına Tecavüz başlıklı 6.
kısmının 29. maddesinde düzenlenmiştir.
Dolayısıyla, SMK’nın 29. maddesindeki koşulların
mevcut olması halinde, marka hakkına tecavüz
gerçekleşmiş olmaktadır. 29. maddenin (a)
bendine göre, marka sahibinin izni olmaksızın,
markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde
kullanmak tecavüz sayılacaktır. Dolayısıyla 7.
maddede geçen haller gerçekleştiğinde markaya
karşı tecavüz meydana gelmiş olacaktır.
Çalışmamızda son olarak marka hakkı
tecavüze uğrayan hak sahibinin, ileri sürebileceği
hukuki talepler ele alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: Marka Hukuku,
İltibas, Fikri Mülkiyet Kanunu, Karışıklık Yoluyla
Marka İhlali.