Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, cilt.16, sa.24, ss.245-267, 2018 (Hakemli Dergi)
Bu
çalışma, Osmanlı Devleti ile İtilaf hükümetleri arasında, 10 Ağustos 1920’de
imzalanmış olan Sevr Barış Antlaşması’nın bazı maddelerinin yeniden
düzenlenmesi için Londra’da 21 Şubat-12 Mart 1921 tarihleri arasında toplanmış
olan Londra Konferansı görüşmelerini Osmanlı Arşivi belgeleri üzerinden
incelemeyi ve değerlendirmeyi amaçlar. Sevr Barış Antlaşması, Osmanlı Devletini
mali, iktisadi, askeri alanlarda denetim altına alarak; onun, egemen bir devlet
olmasına izin vermeyen, aynı zamanda, devletin sınırlarını daraltan bir
antlaşmadır. Sevr’in imzasından kısa bir süre sonra, bu antlaşmanın
uygulanmasının mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır. Sevr’in uygulanmayacağının ilk
belirtisi, Büyük Millet Meclisine bağlı orduların, Doğu Anadolu’da Ermenistan’a
karşı başarı gösterip Ermenistan ile Büyük Millet Meclisi Hükümetleri arasında
2/3 Aralık 1920’de Gümrü Antlaşması’nın imzalanmasıdır. İkinci belirti, Sevr’in
uygulanması için baskı aracı olarak kullanılan Yunan askeri hareketinin, 10
Ocak 1921’de I. İnönü Muharebesi ile durdurulmasıdır. İtilaf Devletleri, bu iki
gelişmeden sonra, Sevr’in bazı maddelerini düzenlemek için hem İstanbul
Hükümetini hem de Ankara Hükümetini Londra Konferansına davet etmiştir. Londra
Konferansı görüşmeleri 23 Şubat 1921-12 Mart 1921 tarihleri arasında yedi celse
yapılmıştır. Görüşmelerde İstanbul Hükümeti ile Ankara Hükümeti birlikte
hareket etmiştir. İstanbul Hükümeti temsilcisi Tevfik Paşa, ağırlıklı olarak
sözü Ankara Hükümeti temsilcisi Bekir Sami Bey’e bırakmıştır. Londra Konferansı
görüşmelerinde, Sevr’in, İzmir, Doğu Trakya, Ermenistan, Kürdistan ile ilgili
maddeleri görüşülmüştür. İtilaf Devletleri ekonomik ve mali konularla ilgili
maddelerin görüşülmesine yanaşmamışlardır. Konferans, Yunanistan’ın İzmir ve
Doğu Trakya’da uluslararası bir komisyonun inceleme yapmasını kabul etmemesi
nedeniyle bir sonuca varamamıştır. İtilaf Devletleri, Büyük Millet Meclisi
temsilcilerini bu konferansa çağırarak, Ankara Hükümetini diplomatik olarak
tanımışlardır